Let's Learn Turkish
Let's Learn Turkish
Let's Learn Turkish
ACADEMIC ESSAY WRITING IN TURKISH HIGHER EDUCATION SYSTEM: CRITICAL THINKING OR READY MADE STRUCTURE?
ACADEMIC ESSAY WRITING IN TURKISH HIGHER EDUCATION SYSTEM:
CRITICAL THINKING OR READY MADE STRUCTURE?
Onur ŞARAPLI
Merter –İstanbul
TURKEY
ABSTRACT
This study analyses the causes and the fundamental problems students in Turkey face when producing
scientific research papers focusing on measurement and assessment methods, curriculum design, English
language and academic writing skills of students. The study is based on a questionnaire consisting of 12
questions prepared in 2012. It was designed to measure the general research skills of 100 undergraduate
students from different programs at one of the universities in Turkey. Results showed that academic essay
writing is as difficult to university students as it is to academics. The researcher believes that this study can
emphasize why academic writing is an issue for scholars and university students in Turkey.
Key Words: Research methods, curriculum design, measurement and assessment methods.
International Journal of Languages’ Education and Teaching
International Journal of Languages’ Education and Teaching
December 2015, Volume 3 Issue 3
International Journal of Languages’ Education and Teaching (IJLET) is an online
international refereed journal that is published quarterly. Lingual, scientific and
legal responsibility of all articles which are published in IJLET belongs to author;
rights of publication belong to www.ijlet.com. The articles cannot be published,
printed or copied partly/fully without IJLET’s written permission. Editorial Board is
free to publish or not to publish articles which are sent. Once authors send a
manuscript, it is not given back.
Indexed by
Germany National Library, ABL Universitat Bibliothek Leipzig, Directory Of Open
Access Journals DOAJ, German Institute of Global and Area Studies GIGA,
Wissenschaftzentrum Berlin für Sozialforschung WZB, Biblitoek Hamburg,
Elektronische Zeitschriftten Bibliotek EZB, Directory of Open Access Scholarly
Seni Seviyorum I Love You
Seni Seviyorum I Love You
Seni seviyorum
kılıksız, dilenci bir bahar şarkilar söylerken kapida
seni
seviyorum
kumrulara bulandı sabah
taç yapraklarından yorganının altında
ineceği istasyonu şaşırdı kalbim
bir sessiz film kahramanı kadar tuhaf
menekşe yüklü batık bir gemi
buğulu bir senfoni eriyen karadanadam
seni seviyorum
günlerdir ağaç kovuklarında arıyorum ellerini
yok ki
martılara serpiyorum bulduğum pırlantaları
gözleri yok ki...
acı bir tirad
benekli hayat
ışığı süzsem
tortusu yok ki.
i love you
while an undressed, beggar sings spring songs infront of door
I
love you...
the morning got cloudy with doves
from crown leaves under your blanket
my heart lost the station it will get off
strange as a movie star
a sunk ship loaded with violet
a blurry symphony and a melting snowman
i love you
for days, in hollow of trees, i am searching for your hands
but they are not there...
Kusursuz Aşk Perfect Love
Kusursuz Aşk Perfect Love
Artık gitme demeyeceğim, zaten iyice hazırsın bu sefer.
Herşeyi yanında götür; anılarımızı, umutlarımızı, sevgimi
de al belki lâzım olur.
Tek kelime etmesem diyorum, ama etmeliyim, sana bilmediğin
bir şeyden
bahsetmeliyim; kendimden. Evet, onca zaman tanıdığını
sandığın benden.
Hırçın yanımı gördün daha çok, oysa öyle uysal bir
çocukmuşum ki.
Neydi beni zaman zaman hoyrat yapan?
Sanırım, düşünmedin.
Birini ayrı tutsam da renklerin hepsini sevdim, mevsimleri
de.
Aslında çok şey var sevdiğim,
kavgalar ve savaşlar dışında bir de niye olursa olsun
vedalaşma anları,
İsterdim ki uyumlu halimi yaşasaydın daima ama bana hep
vurgun
saatlerinde geldin, ya da sen vurdun.
Uzaklara bakardım uysal çocukluğumda içimde dolmayan derin
boşluğumla,
denizden gelecek bir gemi bekledim durdum,
sonra yıldızlara baktım yıllarca ve sen sandığım bir
yıldıza.
Kadınlar, erkekler, çocuklar ve şehirler tanıdım, çoğunu da
sevdim.
MIRILDAYAN DELİKANLI THE MUMBLING MAN
MIRILDAYAN DELİKANLI THE MUMBLING MAN
Daisy tedirgindi. Çantasından bir resim çıkardı. Daisy was worried. She pulled a photo out of her bag.
Bu, sarı saçlı, solgun yüzlü, bunalımlı bir gencin resmiydi. It was of a fair-haired rather depressed-looking youth.
Bay ve Bayan Forster 17 yaşındaki bu delikanlı hakkında kendisiyle görüşmüşlerdi. She had interviewed his parents, Mr. and Mrs. Forster, about their seventeen-year-old son Andy.
Bir sabah, sırt çantasına koyduğu bir kaç elbiseyle evden ayrılmış, bir daha da kendilerini hiç aramamıştı. He had walked out one day with a few clothes in a rucksack and hadn’t communicated with them again.
Bu delikanlıyı polis bulamadığına göre Daisy nasıl bulacaktı? How on earth was she to find this young man if the police hadn’t managed to?
DAISY MACBETH ROLÜNDE
DAISY MACBETH ROLÜNDE
DAISY MACBETH
Daisy, çok sevdiği dondurmasını yerken bir taraftan da Bronzetti’s mağazasının vitrindeki elbiselere bakıyordu.
Daisy was looking at the clothes in the shop window of Bronzetti’s enjoying her favourite three-flavour ice cream.
Bu dükkana bir defa bile girmemişti çünkü, fiyatlar Daisy’nin ödeyebileceğinin çok üzerindeydi.
She never went into the shop because she couldn’t afford their prices.
“İtalyan tasarımı elbiseler gerçekten çok güzel ama onların içine girebilmek için insanın gibi incecik olması gerekir,” diye mırıldandı Daisy kendi kendine.
"I must admit that Italian styles are very nice, but you have to be pretty slim to get into them." Daisy muttered to herself.
Daisyöyle şişman falan değildi ama mankenler kadar ince olmadığı da ortadaydı.
It wasn’t that Daisy was fat, she was just average, but certainly not paper-thin, like most models.
Daisy kendi kendine, “Hıı, bu döpyesin rengi gerçekten güzelmiş,” dedi.
İyi Şövalye
İyi Şövalye
[Verse 1: Kirk Knight]
Hiçbir postanın gelmesini izlemediğim kadar açık gözlerim, gösterin kendinizi
Bakın bakalım bu 5 isim gerçek mi
Sözüm senettir, pozitif ve negatif*
Siyah idarecilerse "Hey" der, bi kaç yatıştırıcıdan da bahset!
Asla şüpheli davranmam
Çirkin olanların neden mücevherler ve sinagog şapkası taktıklarını asla anlayamadım
Monitörden alkışlanmayın
"Dükkanda ne var?" dedi ve ekledi "BJ*"
"Evet, hem de hepimize yetecek kadar"
Endüstrinin hatunları biraz bahşiş için çıldırıyor
Hennessy ve şarap bardağı masada ve sadece biraz içtikleri yalanını söylüyorlar
Hepiniz tatlı görünüyorsunuz fakat bu zenci çılgının teki
Hayat ve viski: bu duruma şüpheyle yaklaş
Bizim gibileri* muhtelif kalırlar, izlemeyi unutmayın
Boynunuzu koruyun* ki sizi ezip geçmeyim
Oyuna ışık tutarız, ultraviyoleye devam
Bizi küçümsemiş olanları bi düşünün bakalım, zenci
[Verse 2: Joey Bada$$]
TÜRKÇE ATASÖZÜ VE DEYİMLER Turkish Proverbs and Idiomatic Expressions
TÜRKÇE ATASÖZÜ VE DEYİMLER
Turkish Proverbs and Idiomatic Expressions
The unpretentious and modest common sense of the Turkish people over many generations is distilled in many proverbs that are used today –some from thousands of years, centuries ago. When it matches the situation, a proverb or an idiomatic expression is uttered without any other commentary because it just says it all!
Here are some examples with their direct translation and underlying meanings.
1. Açma sırrını dostuna,o da söyler dostuna. - (Don't tell your secret to your friend, s/he will tell to his/her friend.)
2. Ağac yaş iken eğilir. - (The tree branch should be bent when it is young/green.) Used to support the need to train a person early in life.
3. Akıl yaşta değil bastadır. - (A man is as wise as his head, not his years.) Used to make a point that even an old person may not have all the wisdom.
LORNA’YI ARARKEN THE SEARCH FOR LORNA
LORNA’YI ARARKEN THE SEARCH FOR LORNA
Daisy Hamilton özel bir dedektifti. Daisy Hamilton was a private detective.
Daisy henüz otuz yaşındaydı ve iki yıldır özel dedektif olarak çalışıyordu. She was thirty years old and had been a detective for the past two years.
Her sabah ofisine gelir, onu telefonla arayan veya ofisine kadar gelen müşterilerini beklerdi. Every morning she went to her office to wait for phone calls or open the door to clients needing her services.
Daisy henüz çok tanınmış bir dedektif değildi ama zaman zaman gazeteye verdiği ilanlardan dolayı arayan müşterileri de yok değildi. Daisy wasn't very well known yet but occasionally people telephoned her from the advertisement she had put in the local newspaper.
Bir sabah saat on birde ofisin kapısı çalındı. One morning at about eleven o'clock someone knocked on her office door.
Kapıdaki, boğazında kürk olan şişmanca bir kadıncağızdı. It was a fat lady who wore a fur around her neck.
KITAPKURDU THE BOOKWORM
KITAPKURDU THE BOOKWORM
O gün akşam üzeri yağmur ara ara yağıp durmuştu. Daisy, yapacak bir işi olmadığı için pasajdaki kelepir kitap satan dükkanda oyalandı. It was raining on and off all that afternoon and as she had nothing much to do Daisy wandered into the low–price bookshop in the arcade.
Kitapları incelemeyi seviyordu. Bazen çok ucuz ve güzel kitaplar buluyordu. She loved looking at books and often found some wonderful bargains there.
Daisy daha çok inceleme kitapları, gezi yazıları okumayı severdi ama bazen daha önce adını bile duymadığı bir yazarın dedektiflik hikayelerine rastlayıvermek hoşuna gidiyordu. Daisy preferred non-fiction books, travel, plays but also liked to discover an author of detective stories she had never heard of before.
Bir müddet sonra Daisy, bir kucak dolusu kitap seçmişti ve hepsinin yaklaşık ne kadar tutacağını hesaplamaya çalışıyordu. Soon Daisy had a huge pile of books she wanted to buy and tried to calculate how much they would all cost.
DAISY NÖBETTE NIGHT WATCH
DAISY NÖBETTE
NIGHT WATCH
Elinde, içi kremalı kek dolu olan bir kese ile saat sekize çeyrek kala ofise vardı. Canı kahve istiyordu.
She arrived at her office with a paper bag in her hand containing fresh cream buns at a quarter to eight and was dying for a cup of coffee.
Anahtarı tam deliğe sokmuştu ki, bir kadın sesi, “Kapı açık Daisy,” diye bağırdı.
As she put the key in the lock, a woman’s voice called out, "It’s open, Daisy."
Bu temizlikçi kadın Pam’di.
It was Pam, the cleaner.
“Kahvaltı yapar mısın Pam?” diye sordu Daisy gülümseyerek.Sonra, Pam’in ağlamış olduğunu farketti.
"How about some breakfast, Pam?" said Daisy with a smile and then noticed Pam had obviously been crying.
“Pam, ne oldu sana?
"Pam, whatever has happened?
Gel buraya otur ve benimle kahvaltı et.
Come on sit down and have some breakfast with me.
Lütfen, seniüzen şey her neyse söyle bana.”
Please tell me what’s bothering you."
Pam iki çocuğuna bakan çok çalışkan bir kadındı.
Food
Food
MEAT AND FISH
Beef Sığır eti / Et
Chicken Tavuk
Fish Balık
Lamb Kuzu
Sausage Sosis
Steak Biftek
Turkey Hindi
GRAINS
Bread Ekmek
Pasta Makarna
Rice Pirinç / Pilav
DAIRY
Cheese Peynir
Egg Yumurta
Ice-cream Dondurma
Milk Süt
Yogurt Yoğurt
FRUIT
Apple Elma
Apricot Kayısı
Banana Muz
Grapes Üzüm
Mango Mango
Orange Portakal
Peach Şeftali
Pear Armut
Pineapple Ananas
Pomegranate Nar
Sour cherry Vişne
Strawberry Çilek
Watermelon Karpuz
VEGETABLES
Cabbage Lahana
Carrot Havuç
Corn Mısır
Cucumber Salatalık
Eggplant Patlıcan
Lettuce Marul
Onion Soğan
Peas Bezelye
Potato Patates
Spinach Ispanak
FAST FOOD
Burger Burger
French fries Patates kızartması
Ketchup Ketçap
Mayonnaise Mayonez
Mustard Hardal
Pizza Pizza
Sandwich Sandviç
SNACKS
Cake Pasta
Candy Şeker
Chocolate Çikolata
Cookies Bisküvi
Dessert Tatlı
Potato chips Patates cipsi
DRINKS
Coffee Kahve
Cola Kola
Fruit juice Meyve suyu
Tea Çay
Water Su
SPICES
Written Corrective Feedback and Students’ Uptake in Teaching Turkish as a Foreign Language
Mediterranean Journal of Humanities
mjh.akdeniz.edu.tr
VI/1 (2016) 85-98
Yabancı Dil Olarak Türkçe Öğretim Sürecinde Yazılı Düzeltme
Geribildirimleri ve Öğrencilerin Edimsel Çıkarımları
Written Corrective Feedback and Students’ Uptake in Teaching Turkish
as a Foreign Language
Gökhan ÇETİNKAYA∗
Nihat BAYAT∗∗
Seçil ALACA∗∗∗
Öz: Bu araştırmanın amacı, yabancı dil olarak Türkçe öğretim sürecinde öğretmenlerin öğrencilerin yazılı
metinlerine sundukları düzeltme geribildirimlerini yöneldikleri dilbilgisel boyut ve nitelikleri açısından
incelemek, ayrıca geribildirimlerin işlevselliğini ortaya koymaktır. Araştırmanın çalışma grubunda 2 ayrı
üniversiteye bağlı TÖMER’de 2014-2015 öğretim yılında B1 düzeyinde öğrenimlerini sürdüren 25
öğrenci ve 6 okutman yer almıştır. Öğrencilere bir metin yazdırılmış, yazdıkları metinler 6 ayrı okutmana
paylaştırılarak metinlerde yer alan dilbilgisel yanlışlara yönelik geribildirimler yazmaları istenmiştir.
this song got no words
this song got no words
When you read my this last message
Maybe tears would fill inside you
Your world would upside down cos when you read
I won't be a life
Before I said bye to you
I watched thevfake happinesses on pictures
I said damn, cried
I got drunk with no drinking
My head got dizzy
I was missing for the those good days with you
Remember we been cuddling and singing songs
But I have no more energy to tell my feelings
Cos of that this song got no words
This song got no words
1
Unfortunately this song got no words
Unfortunately this song got no composition
I am dead no energy to hug you
I was loving you lots,your that lover absent now
2
Unfortunately this.....
Unfortu.........
Believe I couldn't live with out you
I loved you lots,your that lover absent now
Lovers telling their feeling in songs
The pains unbearable share with friends
You hit me like that I have no energy to tell
Cos of this,this song's
1
....
...
....
...
2
Aşk İki Kişiliktir Love Requires Two People
Aşk İki Kişiliktir Love Requires Two People
Değişir rüzgarın yönü,
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır yolunu denizde gemi,
Boşuna bir liman arar.
Gülüşü bir yabancının,
Çalmıştır senden sevdiğini;
İçinde biriken zehir,
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk iki kişiliktir.
Bir anı bile kalmamıştır,
Geceler boyu sevişmelerden;
Binlerce yıl uzaklardadır,
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şiirler,
Direction of wind changes
Leaves fade suddenly
Ship loses its way on the sea
looks for a harbor in vain
Laughter of a stranger
has already stolen your lover;
The poison gathered in you
will kill only itself
The only thing experienced alone is death
Love requires two people
Even its a memory did not remain
from lovemaking during nights
The skin I touched thousands times
the poems you can write is thousands year far.